Benim sorunum aptal çıtam, önyargım, mükemmeliyetçiliğim, ilk engelde kaçışım. Şans vermeden kaç tanesini elemişim, hiç birini tanımamışım. Zaman geçirmek için ya da kafayı dağıtmak için istememenin nesi garip. Zor kız istiyoruz, ağzımıza sıçsın. Uyumuyoruz, bari onun yüzünden olsun. Karşımıza çıkıp bizi adam edeceğini umduk. Adam olup karşısına çıkmaya cesaret etmedik. Bekliyoruz biz, aramıyoruz. Biraz bunları siktir edip, zorluklarla gerçekten başa çıksaydık ya da yol kat etseydik. O zaman hak ederdik sanırım.
Lan sana kaç sigara harcadım. http://fizy.com/#s/195qxg
Yanın boş, ama o oturmak yerine ayakta gidiyor. Sorun sende değil onda. Ama sen öyle hissetmiyorsun. Kafa gidince yapılan çağrışımlar bilinçaltına ait. Ben bir şey yaratmıyorum.
Ben kafama göre bir kız bulamadım, ondan söylüyorum. Sizi bilmem. Ben kendi hatalarımdan bahsediyorum, sizin yoktur belki. Ama benim için sorun yok, hayat istisnaları da bozuyor.
Basit bir kadına daha fazla anlam yükletebiliyormuş ortam. Ya da hormonlar. Olaylar zaten burada patlak veriyor. Olduğundan fazlasını yakıştırmak. Engellenemeyen hayal kurma. "Bana ne anlam ifade ettiğinin önemi yok. Güzel zaman geçirdiğimiz sürece."
Oysa o aptal kafede her şey ne afrodizyak görünmüştü. Dar mekan, loş ve saçma bir ışık, akmış makyaj.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Surprise me!